Kayıtlar

Yahya Kemal Beyatlı Kısaca Hayatı

Resim
Yahya Kemal Beyatlı Yahya Kemal Beyatlı kimdir, eserleri nelerdir? İşte Yahya Kemal Beyatlı'nın hayatı, eserleri ve edebi kişiliği hakkında kısaca bilinmesi gerekenler...  Yahya Kemal Beyatlı hayatı kısaca  Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp'te dünyaya gözlerini açtı. Yeni Mektep ve Mekteb-i Edeb'te öğrenim gördükten sonra İstanbul'a gelerek Vefa İdadisi 'ne kaydoldu. Şiire olan ilgisi bu dönemde başladı. İlk şiiri "İrtika" adlı dergide yayımlandı. 1903 yılında Fransa'ya giden Yahya Kemal, burada Sorbonne Üniversitesi 'nde eğitim aldı. Hocaları arasında dönemin ünlü tarihçilerinden Albert Sorel de bulunuyordu. Tarih araştırmalarına yönelmesinde Sorel'in büyük etkisi olmuştu.  1913 yılında yurda döndükten sonra Darüşşafaka İdadisi 'nde öğretmenlik yapmaya başladı. Bir süre sonra ise Darülfünun 'a geçerek tarih ve edebiyat dersleri vermeye başladı. Bu dönemde öğrencileri arasında Ahmet Hamdi Tanpınar da vardı. 

Futbolun tarihçesi (Kısa bilgi-özet)

Resim
Futbolun tarihçesi  Kitleler üzerinde şüphesiz en etkili spor olan futbolun tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanmaktadır. Futbol oyununun ilk olarak nerede ve ne zaman oynandığı konusunda net bir bilgi yoktur. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda topların oyunlarda kullanılmasının  M.Ö. 7000 'lere kadar gittiği tahmin edilmektedir. M.Ö. 4000- M.Ö. 2000  yılları arasında hüküm sürmüş  Sümerler 'in ayakla top oynadıklarını belirten birtakım tarihi belgeler vardır. M.Ö. 2500  yılında  Çin İmparatoru Huang-Ti 'nin askerlerine yaptırdığı çeviklik talimi de futbola oldukça benzemektedir. Yapılan talimde askerler yere dikilen iki direk arasından bir topu tekmeleyerek geçirmeye çalışırlardı. Bu bilgi çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. Mısır 'da mezarlardaki duvar resimlerde  top oynayan insan figürleri ne rastlanması, futbolun tarihçesi konusunda önemli fikirler vermekte. Bu zamanda yapılan toplar günümüze kadar ulaşmıştır. Halen çeşitli müzelerde sergilenmektedir

LEFTER İLE YAPILAN RÖPORTAJ

Fenerbahçe'nin efsanevi futbolcusu ' Ordinaryus ' lakaplı Lefter Küçükandonyadis ,  Milliyet gazetesinin 20.10.1991 tarihli sayısında Özcan Ercan'a röportaj vermişti. İşte o röportajdan önemli bölümler... Bir balıkçının çocuğu. 11 kardeşten biriydi Lefter. Topa meraklıydı. Paçavralardan top yapar, geceyarılarına kadar top oynarlardı. İtalya'ya transfer oluncaya kadar da para yüzü görmedi. Kaç yaşındaydınız futbolu bıraktığınızda? 44 yaşındaydım. Bir futbolcunun, hele hele sizin gibi şöhretli, hatta efsane futbolcunun 44 yaşında futbolu bırakması normal midir? Hayır, tabii normal değildir... Normalde futbolcuların nefesi Türkiye'de otuz yaşında bitiyor. ' Öldü bu yaşlandı ' diyorlar. Çoğunluk bu yaşlarda futbolu bırakıyor. Bu, Avrupa'da biraz daha ileri gidebiliyor, 35 yaşına kadar. Pekiyi, siz nasıl oldu da böyle bir rekor kırabildiniz? Çünkü, ben çok erken yaşta futbola başladım ve kendimi, kondisyonumu ona göre hazırladım

ATATÜRK SAMSUN'A ÇIKMADAN ÖNCE NELER YAPTI?

" 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım ."  Atatürk Nutuk'ta konuşmasına bu cümleyle başlar ve bu tarihten önce yaptığı çalışmalardan bahsetmez. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütakeresi 'nin imzalanmasının ardından 13 Kasım 1918'de Adana'dan İstanbul'a geldi. Ve 13 Kasım 1918'den 19 Mayıs 1919'a kadar geçen süre zarfında neler yaptığı konusunda Nutuk'ta herhangi bir açıklama yoktur.  13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelen Atatürk, burada çeşitli faaliyetlerde bulundu; birçok isimle görüşme gerçekleştirdi. CNN Türk'te Taha Akyol'un sunduğu ' Eğrisi Doğrusu ' programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Alev Coşkun ve Zaman gazetesi yazarı Mustafa Armağan, Atatürk'ün 6 aylık süre zarfında neler yaptığı konusunda önemli bilgiler verdiler. Alev Coşkun, Mustafa Kemal'in (13 Kasım 1918'de) İstanbul'a gelişini detaylı bir şekilde anlattı:  " Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Antlaşma

12 EYLÜL DARBESİ ÖNCESİ YAŞANAN OLAYLAR

Resim
12 Eylül 1980 günü Türkiye yeni bir darbe ile uyanmıştı. Darbeyle birlikte hukuk rafa kaldırıldı ve uzun yıllar izleri silinmeyecek yaralar açıldı. 12 Eylül Darbesi'ne giden süreç, yakın tarihimizin en karanlık yıllarıydı. Birbiri ardına suikastler yaşanıyor, bombalar patlıyordu. Toplumun tüm kesimlerinde kutuplaşma hakimdi. 12 Eylül Darbesi'ni iyi bir şekilde analiz edebilmenin yolu, darbe öncesinde yaşananları incelemekten geçiyor. 3 Ocak 1977:   Gaziantep Lisesi'nde yaşanan çatışmada 20 öğrenci ve 6 polis yaralandı. 7 Ocak 1977:   Gaziantep'te çıkan olaylarda 7 kişi yaralandı, 200 kişi gözaltına alındı. Artvin'de bütün liseler tatil edildi. 24 Ocak 1977:  İstanbul Teknik Üniversitesi açıldı, fakat çıkan olaylar sebebiyle ders yapılamadı, okul boşaltıldı. Farklı üç ilde bir öğretmen, bir öğrenci ve bir işçi öldü. Adalet Partisi'nden bir milletvekili, olaylara karışan erkeklerin ve kızların askere alınmasını istedi.

İzmir Ne Zaman İşgal Edildi?

Resim
Hab ertürk  ekranlarında  Pelin Çift 'in sunduğu " Öteki Gündem " programının bu haftaki konukları, Araştırmacı-Yazar  Hulki Cevizoğlu  ile  Radikal gazetesi  yazarı  Ayşe Hür  oldu. Programın iki konuğu arasında İzmir'in işgali konusunda görüş ayrılığı yaşandı. Ayşe Hür, " İzmir'e ilk 9 Kasım'da asker çıkarıldı " dedi. Buna karşılık Hulki Cevizoğlu ise bu tarihin 15 Mayıs 1919 olduğunu söyledi.  Ayşe Hür, İzmir'in işgaliyle ilgili olarak konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  " 9 Kasım 1918'de İzmir'e ilk işgal kuvvetlerinin askeri temsilcisi gelmiştir. Herkes de memnun olmuştur. İttihat ve Terakki'den yılmış olan halk ve oradaki gazetelerin hepsi 'iyi oldu' demiştir. Ta ki 15 Mayıs'taki resmi işgale kadar ." Programın devamında Ayşe Hür, İngilizlerin Osmanlı topraklarını işgal düşüncesiyle ilgili olarak şunları söyledi: " Britanya İmparatorluğu içerisindeki çeşitli karar alıcıları uzun süre

İkinci Mahmut'un Kısaca Hayatı

Resim
İkinci Mahmut, 20 Temmuz 1785 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Birinci Abdülhamit, annesi ise Nakşidil Sultan'dır. Babası Birinci Abdülhamit'i kaybettiğinde henüz 4 yaşındaydı. Bu tarihten sonra amcası Üçüncü Selim, onun eğitimi ile bizzat ilgilendi.  İkinci Mahmut 1807 yılında başlayan Kabakçı Mustafa İsyanı'nın ardından Üçüncü Selim tahttan ayrıldı. Bu sırada çıkan olaylar sonucunda Üçüncü Selim öldürüldü, Şehzade Mahmut ise son anda kurtuldu. 28 Temmuz 1808 tarihinde tahta oturmuşsa da yaşadığı bu olaydan oldukça etkilendi. İkinci Mahmut, tahta çıktığında ilgilenmesi gereken birçok sorun vardı. Bir yanda Osmanlı-Rus Savaşı, bir yanda Vahabi ve Sırp isyanları, bir yanda da Yeniçeri askerler ile Alemdar Mustafa Paşa'nın askerleri arasında yaşanan çekişme... İKİNCİ MAHMUT DÖNEMİNDE YAPILAN YENİLİKLER İkinci Mahmut, bu meseleleri hallettikten sonra büyük bir yenilik hareketine girişti: 1.) Posta teşkilatı kuruldu. 2.) İlköğretim mec

LOZAN ANTLAŞMASI ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ?

24 Temmuz 1923 'te imzalanan Lozan Antlaşması ,   uzun yıllar boyunca tartışmalara neden olmuştur. Bir kesim Lozan Antlaşması 'nı bir " zafer " olarak görürken, diğer bir kesim ise " hezimet " olarak görmekte. Bu şekilde değerlendirmelerin çıkmasına da bazı sorular neden olmakta. Lozan Antlaşması 'nın gizli maddeleri var mı? Lozan Antlaşması 'nda Musul'u alamaz mıydık? ABD , neden Lozan Antlaşması 'nı imzalamadı? Ege Adaları 'nı Lozan Antlaşması 'nda mı kaybettik? Sorular bu şekilde uzayıp gitmekte... Biz de Türkiye'de konu üzerine araştırma yapan önemli isimlerin görüşlerini derledik. * Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı , köşesindeki yazısında   Lozan Antlaşması konusunda yıllardan beri süregelen soru işaretlerini cevaplamıştı: "Hiç uzatmadan söyleyeyim: Lozan'da mümkün olan her şey yapılmıştı, savaştan galip ama son derece yorgun çıkmış olan Türkiye, alabileceği her şeyi almıştı!&quo

ATATÜRK VE ADNAN MENDERES

Resim
Türk siyasi hayatının unutulmaz liderlerinden Adnan Menderes 'in siyaset yolculuğu, Fethi Okyar 'ın öncülüğünde kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası ile başlamıştı. Ancak Serbest Cumhuriyet Fırkası  uzun ömürlü olamamış; çok partili hayata geçişin ikinci demesi de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Serbest Cumhuriyet Fırkası 'nın siyaset yolculuğu kısa sürse de Adnan Menderes'in daha önünde uzun bir yolculuğu vardı. CHP , bu tarihten sonra parti teşkilatında çeşitli düzenlemelere gitti. Celal Bayar , Aydın'a gelerek Adnan Menderes 'le bir görüşme gerçekleştirdi. Menderes 'i bu görüşmede CHP 'ye katılmaya ikna etti. Menderes bu görüşmeyi şu şekilde anlatıyordu: "Bayar, tanıdığım ve saygınlık duyduğum bir kişiydi. Aynı heyette bulunan Vasıf Çınar da İttihat ve Terakki okulundan hocamdı. Onların ısrarıyla CHP'ye girdim. Fikirlerimi orada savunacaktım. O zamana kadar bizimle beraber CHP'ye çekingen davranan arkadaşlarımız da CHP'y

Senarist olmak: Nasıl senarist olunur?

Senaristlik, oldukça meşakkatli bir meslek. Peki, senarist nasıl olunur? Bunun için iyi bir birikim elde etmek yeterli mi? Senarist, bir filmin en önemli unsurudur. Büyük çaba ve emekle filmi yoktan var eden kişidir. Ancak buna karşın hak ettiği karşılığı bulamaz. İzleyicilerin büyük çoğunluğu, izlemeye doyamadıkları dizilerin ya da filmlerin bir yazarının olduğunu unuturlar. Bu nedenle de senaristi ile anılan filmler çok nadirdir. Filmler daha çok başrol oyuncusuyla ya da yönetmeniyle anılır. Senaristler tabiri caizse “öksüz”lerdir. Ya da daha farklı bir şekilde tanımlamak gerekirse, “ görünmeyen kahramanlar ”dır. Aslında her şey onun kalemiyle başlar. Diğer unsurlar ise onun kaleminin ardından gelir. SENARİST ARANIYOR Ülkemizde film ve dizi sektörünün yükselişi senaristlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Her yıl çekilen film ve dizi sayısı inanılmaz bir şekilde artmakta. Bu artışın sonucunda senarist ihtiyacı belirdi. Çünkü, diğe

CEM ERSEVER'İ KİM ÖLDÜRDÜ?

Resim
Cem Ersever Cem Ersever... Bir dönemin en önemli ve en konuşulan askerlerinden biri. PKK'ya karşı verilen mücadelenin bizzat içinde yer aldı. Birçoklarına göre, “ JİTEM'in karakutusu .” * Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis 'in “ uçak kazası ” sonucu ölümünün ardından 17 Mart 1993'de istifa etti. Cem Ersever'in Eşref Bitlis'le olan yakın ilişkisini birçok kişi bilirdi. İstifasının ardından Aydınlık gazetesine yaptığı açıklamalarla çok konuşuldu. “ Üçgendeki Tezgah ” ve “ Kürtler, PKK ve Abdullah Öcalan ” kitaplarını yazdı. Yazdığı kitaplar da Aydınlık gazetesindeki açıklamaları kadar dikkat çekiciydi. * 24 Ekim 1993 günü ifade vermek üzere Ankara'ya gitti, ancak bir daha kendisinden haber alınamadı. Yaklaşık iki hafta boyunca kimse Cem Ersever'e ulaşamadı. 4 Kasım 1993'de elleri arkadan bağlanmış bir şekilde cesedi Ankara Elmadağ'da bulundu. Peki kim ya da kimler öldürmüştü Cem Ersever'i

KORE SAVAŞI

Resim
   Kore Savaşı , Güney Kore ile Kuzey Kore arasındaki husumete, bağlı oldukları blokların da girmesiyle yaşanan bir savaştır. Savaş, 1950 yılında başladı ve yaklaşık 3 yıl sürerek 1953 yılında sona erdi. Bu savaş, " Batı Bloku " ile " Doğu Bloku " arasında yaşanan ilk savaş olarak lanse edilir.    Kore'nin hakimi, İkinci Dünya Savaşı 'na kadar Japonya idi. Savaşta Japonya'nın ağır bir yenilgi alması üzerine Kore, Japonya'nın hakimiyetinden çıktı. Ülkenin yeni hakimi , savaşı kazanan ABD ve Sovyetler Birliği oldu. ABD ve Sovyetler Birliği, ülkeye kendi politikaları doğrultusunda yöneticiler atadılar. Ülke fiilen, Sovyetler'e bağlı yönetim ve ABD'ye bağlı yönetim olmak üzere ikiye bölündü. 38 enlem de sınır oldu.    Kuzey Kore, 1950 yılında Güney Kore'ye saldırmış ve sınırlarını genişletmişti. Bu durum ABD'nin tepkisini çekti. Kuzey Kore'nin bu saldırısında Çin ve Sovyetler Birliği'nin de etkin rol oynadığını

UNUTULMAZ KOMUTAN FAHREDDİN PAŞA

Resim
       Fahreddin Paşa , 1868 doğumludur. İsmini tüm cihana duyuran olay ise Birinci Dünya Savaşı'nda meydana geldi. Fahreddin Paşa , Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngilizlerle birlik olan Şerif Hüseyi n'in başlattığı isyana karşı başarılı mücadelesiyle tanındı. Bu mücadele tarihe, " Medine Müdafaası " olarak geçti. Fahreddin Paşa'da buradaki mücadelesinden ötürü, bu tarihten itibaren " Medine Müdafii " olarak anıldı. İngilizlerin bölgedeki ajanı Lawrence ise ona " Çöl Kaplan ı " diyordu.     Fahreddin Paşa , Medine 'ye, Cemal Paşa 'nın emriyle gönderildi. Şerif Hüseyin 'in İngiliz desteğiyle başlattığı isyanla birlikte, buradaki birliğin başına geçti. Burada başarılı mücadeleler verdi.     Savaş sonunda İngilizler tarafından esir alındı. Mısır 'a ve Malta 'ya sürgüne gönderildi. Yaklaşık 2 sene sonra ise sürgünden kurtuldu. Sürgünden sonra Anadolu'ya geldi ve Milli Mücadele 'ye katıldı. Bu mücadeled