Kayıtlar

İran-Irak Savaşı Hakkında Kısa Bilgi

Resim
İran-Irak Savaşı'nın Nedenleri 1979 yılında gerçekleşen İran Devrimi 'nin sonucunda  İran şahı devrilerek  İran İslam Cumhuriyeti kuruldu. Bu gelişme Irak ile İran arasında örtülü olan gerginliği meydana çıkardı. İki ülke arasında tarihsel sorunlar da ( Şattülarap Suyolu Sorunu, Basra Körfezi'nde hegemonya kurma) mevcuttu.  İran Devrimi'nin ardından Irak'ın en büyük çekincesi, Humeyni tarafından Irak'ta çoğunluğa sahip Şiilere bir ayaklanma çağrısı yapılmasıydı. Bunun yanında Humeyni, Saddam Hüseyin'i ve Baas Partisi'ni "İslam düşmanı" olarak görüyordu.  Saddam Hüseyin, İran ile imzalanan Cezayir Anlaşması 'nı televizyonda yırttıktan 5 gün sonra Irak birlikleri İran topraklarına girdi. Savaşın başlarında Irak, İran topraklarının bir kısmını işgal ettiyse de İran ordusunun güçlü bir direnişiyle karşılaştı. İran, Irak birliklerini sınırlarından çıkardı. Savaşın daha sonraki süreci ağırlıklı olarak Irak topraklarında sürdü.  İran re

Albay Cevdet Gerçekte Kimdir?

Resim
Kanal D'de yayınlanan " Vatanım Sensin " dizisinin kahramanı Albay Cevdet 'in gerçekte ismi Mümin Aksoy 'dur.  Mümin Aksoy Kimdir? Mümin Aksoy, 1892 yılında İzmir'de dünyaya geldi. Beylerbeyi Yedek Subay Okulu'ndan teğmen olarak mezun oldu. Balkan Savaşı, Doğu Cephesi'nde ve Çanakkale Savaşı'nda görev yaptı.  İyi derecede Rumca bilen Mümin Aksoy, Yunan ordusu İzmir'i işgal edince subay kimliğini gizleyerek işbirlikçi gibi Yunanlıların içine sızdı. Bu şekilde çok sayıda istihbarat topladı. Ayrıca Kurtuluş Savaşı için mühimmat ve yardım malzemesi de sağladı. Dizide olduğu gibi bu görevinden ailesinin bile haberi yoktu. Bu sebeple halk nezdinde "işbirlikli" olarak görülmüş ve " Gavur Mümin " denilmiştir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Mehmetefendioğlu , Kanal D Ana Haber'de Mümin Aksoy'un yaşadığı durumu şu sözlerle ifade etti: " Sokakta yüzüne tükürüldüğünü, evinin taşlandığını ve ciddi bir itibar kaybına uğradığını

Timur Türk mü Moğol mu?

Resim
" Timur Türk müdür? " sorunun cevabı için  Prof. Dr. İlber Ortaylı 'nın ve Timur Devleti Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kanat 'ın çeşitli programlarda yaptığı açıklamaları derledik.  Prof. Dr. İlber Ortaylı, Habertürk'te yayınlanan Teke Tek programında konu hakkında şu açıklamalarda bulundu:  "Timur'un Moğol olarak bilinmesi tabii ki realiteyle alakası yok. Fakat Timur'un kendisinin yaptığı bir şeydir. Hani bazı arkadaşlar nereden olduklarının kendi de farkında olmaz ama o sıfatı benimserler, bunun gibi bir şey. Bu çok yaygın bir şeydir. Mesela bugün Volga boyundakilerin, Kafkas'ın kuzeyindekilerin çoğu kendine Tatar diyor. Tataristan Cumhuriyeti'nin takımı uyandılar ve hayır biz Bolgarız dediler. Tatar, büyük Moğol kabilesinin adıdır. Ama o büyük Moğol kabilesi de çok büyük değildir. Çünkü Moğollar her zaman sayıca azdılar...  Timur Devleti'nde Türkçe konuşuluyor. Devletin dili Türkçedir. " Timur Devleti Tarihi Uzmanı Prof.

Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Bağımsız İdari Otoriteler)

Resim
Bağımsız idari otoriteler olarak da adlandırılan düzenleyici ve denetleyici kuruluşların ilk örneğini 1930'lu yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde görmekteyiz.  Türkiye'de ise ilk kez 1981 yılında Sermaye Piyasası Kurulu 'nun (SPK) kuruluşu ile görülmeye başlamıştır. Bu kuruluşların ortak önemli özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Denetleme ve düzenleme niteliğinde görevleri yerine getirirler.  Kendi alanlarında yaptırım uygulayabilme yetkilerine sahiptirler. Bu kararlarına karşı Danıştay'a dava açılabilir.  Mali konularda Sayıştay denetimine tabidirler.  Vesayet denetimine tabidirler. Türkiye'de faaliyette bulunan düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar şunlardır: 1-) Sermaye Piyasası Kurulu Üye Sayısı: 7 Görev Süresi: 5 2-) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üye Sayısı: 9 Görev Süresi: 6 3-) Rekabet Kurumu Üye Sayısı: 11 Görev Süresi: 6 4-) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Üye Sayısı: 7 Görev Sür

Nihal Atsız Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Nihal Atsız, 1905 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Deniz Binbaşısı Mehmet Nail Bey annesi ise Fatma Zehra Hanım'dır. Çocukluğu Osmanlı Devleti'nin parçalanma dönemine denk gelmiştir.  Askeri Tıbbiye'ye kaydolan Atsız, Arap asıllı bir subaya selam vermediği gerekçesiyle okuldan çıkarıldı. Bir süre Kabataş Erkek Lisesi'nde yardımcı öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul Darülfünu Edebiyat Fakültesi'ne kaydoldu.  Türkiyat Mecmuası 'nda ' Anadolu'da Türklere Ait Yer İsimleri " adlı makalesi ile Fuat Köprülü'nün dikkatini çekmeyi başardı. Mezuniyetinden sonra Türkoloji Bölümü'ne asistan olarak girdi.  1931 yılında  Atsız Mecmua 'yı yayınlamaya başladı. Atsız'ın tanımlamasıyla "Türkçü ve Köycü" olan bu dergi, 17 sayı yayınlandı. 1933 yılında üniversitedeki görevine son verildi. Bir süre Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği yaptı. Bu sırada  Orhun  dergisini çıkartmış, ancak 9. sayısında kapatılmıştır. Atsız, bu dergide

Türk Tarih Kurumu Hakkında Bilgi

Resim
15 Nisan 1931 tarihinde Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. 1935 yılında ise ismi değiştirilerek Türk Tarih Kurumu adını aldı. Türk Tarih Kurumu'nun ilk başkanı 1931 ile 1932 yıllarında görev yapan Tevfik Bıyıklıoğlu 'dur.  Türk Tarih Kurumu'nun amacı, Türk ve Türkiye tarihi hakkında en doğru bilgilere ulaşmak için araştırmalar yapmak ve bu alanda yapılacak araştırmaları desteklemektir. Bunun dışında diğer amaçları ise Türklerin sarı ırktan olmadığını ortaya koymak ve toplumda milli bir bilinç oluşturmaktı. 9 Temmuz 1932 tarihinde Türk Tarih Kurmu tarafından 1. Tarih Kongresi düzenlendi ve bu kongrede " Türk Tarih Tezi " fikri ortaya atıldı. Bu tezin ortaya atılmasının ana amacı Türklerin en eski uygarlıklardan biri olduğunun ispatlanmasıdır.  1937 yılında Dolmabahçe'de 2. Tarih Kongresi düzenlendi. Bu kongreye yabancı ülkelerden gelen bilim adamları da katıldı. Daha sonra her beş yılda bir kongreler düzenlenmeye devam etti.  22 Ağustos 1935 t

Devalüasyon Nedir? Devalüasyon Hakkında Kısaca Bilgi

Resim
Devalüasyon kelimesinin sözlük anlamı kıymetten düşmedir. İktisadi anlamı ise en  kısa bir anlatımla, bir ülkenin reel döviz kurunun yükseltilerek parasının dış değerinin düşürülmesidir.  Devalüasyon kararıyla ülkenin parasının dış değeri düşer. Bunun sonucunda da ithal malların pahalılaşması sonucunda ithalat azalırken, ihraç malların değerinin düşmesi nedeniyle ihracat artar. İhracat artışıyla birlikte döviz gelirleri artarken ithalatın azalmasıyla da döviz tasarrufu sağlanacaktır. Böylece dış ödemeler bilançosundaki açık da kapatılabilecektir.  Marshall-Lerner koşuluna göre devalüasyonun başarılı olabilmesi için ithal malların yurtiçi ve ihraç malların dış talep esneklikleri toplamının birden büyük olması gerekir. Devalüasyonun Olumlu ve Olumsuz Etkileri Devalüasyonun ihracatı artırma dışında bir olumlu katkısı da yabancı sermayeyi teşvik etmesidir.  Devalüasyonun olumsuz etkilerini ise şu şekilde sayabiliriz: Dış ticaret hadlerinde bozulmaya neden olabilir, devalü