Kayıtlar

Tiyatro Nedir? Hakkında Kısaca Bilgi

Resim
Sahne eseri, sahne eserlerinin oynanma sanatı ve sahne eserlerinin oynandığı yer. Yani dram, komedi, trajedi gibi sahnede oynanmak üzere yazılan edebiyat türlerinin ortak adına; bu türleri sahnede oynama sanatına; bu gibi oyunların oynandığı binaya tiyatro denilmektedir. Tiyatro edebi türler içerisinde en canlı; güzel sanatların diğer kollarından en fazla hayata yakın olanıdır.  Tiyatro, hem gözümüzü hem de kulağımızı aynı anda etkilendiği için tesiri köklüdür. Kalabalığın karşısında oynandığı için kitleleri arkasından sürükleyebilir. Tiyatro, insanlıkla beraber doğmuştur. Tiyatronun doğuşunu inceleyenler, bu sanatın eski Yunanlılarda, bağ bozumu tanrısı Dianysos şerefine yapılan dini törenlerden doğmuş olduğu noktasında birleşmektedir.  Güzel sanatların hepsinden daha kudretli olan tiyatro, ruh birliği yaratıcı bir sanattır; bu değeriyle öteki sanatlardan ayrılır. Tiyatro, bir milletin kültür kuvvetini gösteren bir ölçüdür.  KAYNAK Seyit Kemal Karaalioğlu,  Edebi

Cengiz Aytmatov'un Kısaca Hayatı

Resim
Cengiz Aytmatov , 1928 yılında Kırgızistan'da dünyaya geldi. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. İkinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli işlerde çalıştı. Savaşın ardından Moskova Üniversitesi 'nin edebiyat bölümünü bitirdi. Novi Mir (Yeni Dünya) isimli edebiyat dergisinde hikayeler yazdı. " Cemile " adlı hikayesi ile dikkati çekti. Ünlü Fransız şair ve yazar Louis Aragon " Cemile " için, "Bence bu dünyadaki en güzel aşk hikayesidir " diye yazdı. 1963 yılında " Dağlar ve Steplerden Masallar " adlı eseriyle Lenin Edebiyat Ödülü 'nü aldı. Cengiz Aytmatov, 10 Haziran 2008'de tedavi gördüğü Almanya'da hayatını kaybetti.  CENGİZ AYTMATOV'UN ESERLERİ Selvi Boylu Al Yazmalım Beyaz Gemi Gün Olur Asra Bedel Cemile Dağlar ve Steplerden Masallar Toprak Ana İlk Öğretmenim Hiroşimalar Olmasın Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Dişi Kurdun Rüyaları İlk Turnalar Çocukluğum Cengiz Han'a Küsen Bulut Zorlu Geçit

Faruk Nafiz Çamlıbel Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Faruk Nafiz Çamlıbel Faruk Nafiz Çamlıbel kimdir, eserleri nelerdir? Faruk Nafiz Çamlıbel hangi şiir anlayışına bağlı kalmıştır? İşte kısaca bilgi.  Faruk Nafiz Çamlıbel kimdir? " Hecenin Beş Şairi "nden biri olan Faruk Nafiz Çamlıbel , 18 Mayıs 1898'de İstanbul'da doğdu. Bakırköy İdadisi'ni bitirdikten sonra Tıp Fakültesi'ne girdi. Tıp öğrenimini yarıda bırakıp yazarlık yaptı. Sonra edebiyat öğretmeni oldu. Kayseri, Ankara ve İstanbul'da görev yaptı. 14 Temmuz 1946 - 27 Mayıs 1960 tarihleri arasında Demokrat Parti milletvekilliği yaptı. 8 Kasım 1973'de bir gezi sırasında öldü. Faruk Nafiz Çamlıbel, şiire Birinci Dünya Savaşı yıllarında aruzla başlamıştır. Bu vezinle yazılmış ilk şiirleri iki kitapta toplandı: Şarkın Sultanları (1918), Gönülden Gönüle (1919). Hece ölçüsüyle yazdığı ilk kitabı " Dinle Neyden " adını taşır. Ömrünün sonuna kadar hem aruzla  hem heceyle yazdı. Faruk Nafiz Çamlıbel edebi kişiliği Faruk Nafiz Çamlıbel edeb

Farabi Kimdir? Farabi'nin Kısaca Hayatı

Resim
Farabi , 870 yılında Türkistan'ın Farab şehrinde doğmuştur. İlköğrenimini ülkesinde yaptıktan sonra İran'a gidip Farsça'yı öğrenmiş ve bir süre de kadılık görevinde bulunmuştur. Aristo 'nun eserlerini okuyarak felsefeye başladığı bilinmektedir. İran'dan ayrıldıktan sonra Bağdat, Şam, Kahire ve Halep'e gitmiştir. Şam seyahati sırasında vefat etmiştir. Farabi, İslam felsefesinin kurucusu dur. F elsefe, mantık, fizik, astronomi alanlarında önemli çalışmalar yapmış bir İslam bilginidir.  Batı bilim dünyasında " Alpharabius " olarak bilinmektedir. İslam dünyasında ise " Muallim-i Sani " (İkinci Öğretmen) olarak tanınmaktadır. Ayrıca Farabi, İbn-i Sina'nın hocasıdır. 150'ye yakın eser vermiştir. Farabi'nin eserleri arasındaki bir Risale, 2000 yıl süreyle bilginleri uğraştıran hava boşluğu (vakum) konusuna ışık tutacak niteliktedir. Farabi, havanın cisimden ibaret olduğunu anlamış, hava boşluğu deneyleri yapmış, havanın genleşt

Ahmet Davutoğlu Kimdir? Ahmet Davutoğlu'nun Kısaca Hayatı

Resim
Ahmet Davutoğlu , 26 Şubat 1959'da Konya'da dünyaya geldi. Babası Mehmet Davutoğlu annesi ise Memnune Davutoğlu'dur.  Ahmet Davutoğlu henüz 4 yaşındayken annesi Memnune Davutoğlu'nu kaybetti. Annesi hastaneye yetiştirilemediği için yolda hayatını kaybetti.  Babası Mehmet Bey, ilk eşinin vefatından sonra İstanbul'a gelerek Fatih'e yerleşti. Ahmet Davutoğlu 12 yaşında İstanbul Erkek Lisesi 'ne kaydoldu. 1977 yılında buradan mezun oldu.  Yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi 'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi'nde hem Siyaset Bilimi hem de Ekonomi bölümlerini bitirdi. Ahmet Davutoğlu, 1984 yılında Sare Davutoğlu ile evlendi. Bu evlilikten dört çocuğu dünyaya geldi. Davutoğlu'nun siyasi hayatını değiştiren gelişme ise 1980'li yıllarda Abdullah Gül ile tanışması oldu. Abdullah Gül'ün 2002 yılında başbakan olmasından sonra başbakanlık baş danışmanı oldu. Abdullah Gül'ün başbakanlığı Recep Tayyip Erdoğan 'a de

Naim Süleymanoğlu'nun Kısaca Hayatı

Resim
Naim Süleymanoğlu , 1967 yılında Bulgaristan'ın Kırcaali kentinde dünyaya geldi. 1977 yılından itibaren halterle ilgilenmeye başladı. İlk büyük başarını, 1982'de Brezilya'da yapılan Dünya Gençler Halter Şampiyonası'nda, toplamda 250 kilo kaldırıp kilosunda birinci olarak elde etti.  1983 yılında Viyana 'da yapılan turnuvada, 56 kiloda dünya rekorlarını sırası ile koparmada 130.5, silkmede 165 ve toplamda da 295 kilo olarak kırdı. Daha sonra bu rekorlarını yine kendisi kırdı. 1986 yılında dünya şampiyonasında 60 kilo kategorisinden katıldı ve toplamdaki rekorunu 335 kiloya çıkararak dünya şampiyonu oldu. 1988 Seul Olimpiyatları 'da ise yine 60 kilo kategorisinde muhteşem rekorlar kırdı. (Toplam: 342,5 kg) Naim Süleymanoğlu'nun Seul'daki muhteşem başarısı ile Türkiye'ye olimpiyatlarda güreş dışında ilk altın madalya kazandıran sporcu oldu.  Naim Süleymanoğlu, 1992 Barcelona Olimpiyatları 'nda ve 1996 Atlanta Olimpiyatları 'nda yine

Namık Kemal'in Kısaca Hayatı ve Eserleri

Resim
Namık Kemal Namık Kemal , 1840 yılında Tekirdağ'da doğdu. Özel dersler alarak yetişen Namık Kemal, 1857'de Tercüme Odası'a girdi.  1863'te  Tasvir-i Efkar 'da gazeteciliğe başladı.  Şinasi 'nin Fransa'ya gitmesinin ardından Tasvir-i Efkar 'ı tek başına çıkarmaya başladı.  1868 yılında Londra'da Hürriyet gazetesini çıkardı. 1870 yılında İstanbul'a dönüp İbret gazetesini çıkardı. 1873'te gazetesi kapatılıp Kıbrıs'a sürüldü. 1876'da aftan yararlanıp İstanbul'a döndü. 1877'de İkinci Abdülhamid tarafından tekrar Midilli Adası'na sürüldü. Namık Kemal; vatan , millet , hürriyet gibi kavramları ilk kez Türk edebiyatına sokmuştur. Sanatı, tümüyle didaktik yanlarıyla siyasal düşüncelerini halka taşıma amacıyla kullanan bir düşünce adamıdır.  Namık Kemal, 1888 yılında vefat etti. NAMIK KEMAL'İN ESERLERİ Roman İntiba Cezmi Oyun Celaleddin Harzemşah Vatan Yahut Silistre Akif Bey Zavallı Çocuk K

Yunus Emre Hayatı Kısaca Özet

Resim
Yunus Emre 'nin hayatı hakkında kesin ve yeterli bilgi yoktur. Bütün bilinenler bazı söylenti ve yorumlardır. Ölümünden 70 veya 100 yıl sonra düzenlendiği sanılan Divanı 'ndaki şiirlerin incelenmesinden 13. yüzyıl ortaları ile 14. yüzyıl başlarında yaşadığı anlaşılıyor. [1] Şiirlerinde Allah, insan, varlık birliği, sevgi, yaşama sevinci, barış, evren, ölüm, yetkinlik, erdem, olgunluk vb. kavramlarına bağlı temalara ağırlık vermiş, halk dili ile çağının ilerisinde bir hümanizm anlayışının da öncülüğünü yapmıştır. [2]  Gerek görüşleri, gerekse dili bakımından halk şiirinin öncülerinden sayılan Yunus Emre, şiirlerini hem aruz ölçüsüyle hem de hece ölçüsüyle yazmıştır. Yunus Emre'nin Divan'ından başka Risaletü'n - Nushiyye adlı bir eseri de vardır. Bu eseri Mesnevi tarzında yazılmıştır ve yaklaşık 600 beyitten oluşmaktadır.  KAYNAKÇA [1] Milliyet gazetesi, Renk, 26.01.1984, s. 4 [2] Milliyet Genel Kültür Ansiklopedisi, s.243, 1989

William Shakespeare Kısaca Hayatı

Resim
William Shakespeare William Shakespeare (1564-1616). İngiliz tiyatro yazarı, Stradford'da doğmuştur. Babasının mali durumu yeterli olmadığı için fazla okuyamamıştır. Sonradan babasının yanından ayrılarak Londra'ya gitmiş, orada hayatını kazanmak için çeşitli işler yapmıştır. Önceleri eski eserleri yenileştirmek şeklinde girdiği tiyatro alanında yavaş yavaş ilerleyerek telif eserler vermeye başlamış, bir süre sonra da en büyük tiyatro yazarlarından biri olmuştur. Oyunları kral tarafından takdir edilmiş ve "Kralın Oyuncuları" unvanına layık görülmüştür. Tiyatrodan epeyce para kazanmış, Stradford'a dönmüş, orada büyük bir çiftlik almış ve orada eserlerini yazmıştır. Bu çiftlikte de ölmüştür. İngiltere'nin ve dünyanın en büyük tiyatro yazarlarından biri olan Shakspeare, hem dram hem de komedya türlerinde aynı başarıyı göstermiştir. Eserlerinde nazımla nesiri beraber kullanmış, insanoğlunun her türlü duygusunu canlandırmakta üstün başarı göstermiştir. En

Kösem Sultan Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Kösem Sultan , 1590 yılında Yunanistan'da dünyaya geldi. Birinci Ahmet 'in eşi,  Dördüncü Murat ile Sultan İbrahim 'in annesidir. Kösem Sultan da Hürrem Sultan gibi büyük bir olasılıkla Slav ya da Rum kökenlidir.  Küçük yaşlarda saraya alındı ve " Mahpeyker " adı verildi. Zamanla  saray ve saltanat hiyerarşisinde kendine önemli bir yer sağladı. Genç Osman 'ın yerine Birinci Mustafa'nın tahta geçmesinde önemli rol oynadı. Birinci Mustafa'nın tahttan indirilip yerine Genç Osman'ın geçmesi üzerine eski saraya gönderildi. Gönderilişinde Genç Osman'ın annesi Valide Sultan Mahrifuz Hadice Sultan 'ın etkisinin olduğu söylenir.  Zira Kösem Sultan'ın devlet içindeki etkinliğinden rahatsızdı. Kösem Sultan, oğlu Dördüncü Murat 11 yaşında padişah olduktan sonra devlet içindeki nüfuzu daha da arttı. Dördüncü Murat, 1640 yılında öldükten sonra yerine diğer oğlu Sultan İbrahim çıktı. Sultan İbrahim'in çıkan bir isyan sonucunda ölümü üze

Faşizm Nedir? Kısa Bilgi

Faşizm , 1919 ve 1945 yılları arasında İtalya'da Mussolini 'nin yönettiği hareketin yani Fascismo 'nun karşılığıdır. Mussolini faşizm içim bir cümleyle şöyle yazmıştır: "Faşizm harekettir ve düşüncedir."  İtalya'da Mussoli'nin yönettiği faşist hareket kendi iddiasına göre, bütün toplumu tek bir ortak çıkar ve tek bir ortak amaçla bir kitle olarak kenetlemek yolundaydı. Bunun sonucunda devlet hükümetin, hükümet de lider Mussolini'nin kişisel yönetimi içinde erimişti. Faşizm, ayrıca Hitler Almanyasında " Nasyonal Sosyalizm " kılığında görüldüğü gibi, İspanya ve Porketiz'de de değişik biçimlerde ortaya çıkmıştır. Mussolini, " Faşizmin Siyasal ve Sosyal Doktrinleri " adlı, Gentile'in bir taslağına dayandırdığı makalesinde; faşizmin, bencil kişinin liberal-demokratik inanç ve düzenine karşı çıkarak devletin, kendini düşünmeyen idealine bağlılığını ortaya koyduğunu öne sürmüştü. Faşizm sosyalizme de karşıydı; çünkü sosyaliz

Kanuni Sultan Süleyman'dan Sonra Tahta Kim Geçti?

Kanuni Sultan Süleyman 'ın 7 Eylül 1566'da ölümden sonra yerine tahta " Sarı Selim " olarak da bilinen İkinci Selim geçti. İKİNCİ SELİM KİMDİR? İkinci Selim, 1524 yılında İstanbul'da doğdu. Annesi Hürrem Sultan 'dır. Önce Konya Sancakbeyliğine, daha sonra da Manisa Sancakbeyliği'ne atandı. Şehzade Beyazıd ile taht mücadelesine girişti. Konya yakınlarında yapılan savaştan galip çıktı ve taht yolu açılmış oldu. Bu mücadelenin ardından Kütahya Sancakbeyliğine atandı. Babasının Zigetvar Kuşatması sırasında öldüğünü öğrenir öğrenmez İstanbul'a hareket etti. 1566 yılında tahta geçti. İkinci Selim ordunun başında sefere gitmeyen ilk padişah olmuştur. İkinci Selim'in padişahlığı döneminde Sakız Adası, Bobokça Kalesi, Kahire Kalesi, Yemen, Kevkeban Kalesi, Dalmaçya, Kıbrıs fethedildi.  Edebiyata da  önem veren İkinci Selim'in divanı vardır. Eşleri, Nurbanu Sultan ve Selimiye Sultan'dır.

Diktatörlük Nedir?

Diktatörlük , modern anlamında, en sık olarak otokratik " kişisel yönetim " karşılığında kullanılmaktadır. Kelime günümüzde alçaltıcı, küçültücü bir anlam kazanmıştır; fakat bu tarih boyunca her zaman böyle olmamıştır. Ünlü Fransız düşünürü Rousseau , daha birçok hürriyet aşıkları gibi, diktatörlük müessesesini, tehlike zamanlarında devleti korumak için bir araç olarak kullanmayı öğütlemişti. Bu öğütünde, örnek olarak, dictatura'nın başarı ile uygulandığı ilk çağlardak i Roma İmparatorluğu 'na işaret etmişti. Gerçekten, Roma diktatörüne, bütün görev süresince kanunların üzerine taşarak devleti yönetmek yetkisi dahil her alanda mutlak hakimiyet verilmişti. Ne var ki, bu görev süresi altı ay olarak sınırlandırılmıştı ve bu kadar kısa süreli olması müessesenin kesin bir özelliğiydi. Romalılar inanıyorlardı ki, diktatöre daha uzun görev verilecek olursa, bunu mutlaka kötüye kullanacaktı; diktatörlüğü kurmayı gerektiren tehlikeler geçici olaylar olduğuna göre, bir dikta