Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fatma Aliye Hanım'ın Kısaca Hayatı

Fatma Aliye Hanım (Fatma Aliye Topuz), 1862 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı olan Fatma Aliye Hanım, iyi bir öğrenim gördü. Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi.  1897'deki Türk-Yunan savaşı sırasında askerlere ve ailelerine yardım amacıyla " Cemiyet-i İmdadiye " adlı bir derneğin kurucuları arasında yer aldı. Bu dernek bilinen ilk resmi kadın derneğimizdir.  "Bir Hanım" takma adıyla George Ohnet'in 'Volonte' adlı eserini Türkçeye çevirdi. Kadın sorunlarıyla ilgili olarak çeşitli dergilerde (İnkılap, Ümmet) önemli yazılar kaleme aldı.  Fatma Aliye Hanım, ilk Türk kadın romancısı olarak tanınmaktadır. " Muhadarat ", " Refet , " Udi " ve " Enin " adlı romanlarını yayımladı. Biyografi, felsefe, siyaset ve tarih alanlarında da eserler kaleme aldı. Fatma Aliye Hanım, yaşadığı dönem boyunca Avrupa ve Amerika basınında adından sıkça söz ettirmiştir. Eserleri çeşitli dillere çevrilm

Lidyalılar Hakkında Kısaca Bilgi - Maddeler Halinde - Özet

Resim
Lidyalılar, Gediz ve Küçük Menderes nehirleri arasında kalan bölgede yaşamışlardır. Frigyalıların   egemenliğini kabul eden Lidyalılar,  Frigyalıların Kimmerler tarafından  yıkılmasından sonra  M.Ö. 687 tarihinde bağımsız bir devlet kurmayı başardılar.  Lidya Devleti'nin başkenti Sardes 'tir. İlk kralları ise Giges 'tir.  Lidyalılar M.Ö. 546 yılında Pers İmparatorluğu tarafından yıkılmıştır.  Ticarete oldukça önem veren Lidyalılar,  Efes'ten başlayarak Mezopotamya'ya kadar uzanan Kral Yolu 'nu yapmışlardır. Bu yol doğu-batı ticaretinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, Lidyalıların Kral Yolu'nu yapmaları ticarete verdikleri önemi göstermektedir.  Lidyalılar ticareti kolaylaştırmak için M.Ö. 700 yılında parayı icat etmişler dir. Bunun sonucunda ticarette o döneme kadar kullanılan değiş-tokuş usulü ortadan kaldırılmıştır.  Lidyalıların ordusu ücretli askerlerden oluşmaktaydı. Bu durum, savaşlarda başarısız olmalarına yol açmıştır

Ali Kuşçu'nun Kısaca Hayatı

Asıl adı Ali Bin Muhammed olan Ali Kuşçu 'nun doğrum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 15. yüzyılın ilk çeyreğinde doğduğu belirtilmektedir. Devrin önemli bilim ve kültür merkezlerinden Semerkand 'ta öğrenim görmüştür. 1421 yılında Uluğ Bey'in kurduğu Semerkand Rasadhanesi 'ne müdür olarak atanmıştır. Uluğ Bey'in 1450'de öldürülmesi üzerine Semerkand'tan ayrılan Ali Kuşçu, Tebriz'e Akkoyunlu Uzun Hasan'ın yanına gitmiştir.  Elçilik görevi ile İstanbul'a Fatih Sultan Mehmet 'in yanına gelmiş ve kendisine gereken ilgi gösterilerek burada kalması istenmiştir. Ali Kuşçu bu teklifi kabul ederek İstanbul'da çalışmalarına devam etmiştir. Ayasofya Medresesi Müderrisliği 'ne getirilen Ali Kuşçu, Fatih döneminde medreselerde yapılan düzenlemelerde de etkili olmuştur. 1474 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. En önemli eserleri arasında şunlar vardır: Risale-i fi'l Hey'e, Şerh-i Tici Uluğ Bey, Risale fi'l Muhamm

Kutadgu Bilig'in Özeti

Resim
İyi kanun adamı olan hükümdar Kün Toğdı , yurduna yararlı olmakla beraber yardımcısız yaşadığı için yönetim yükünün omuzlarına çökmüş olmasından muzdariptir. Hakanın ününü duyarak onun hizmetine can atan Ay Toldı , talihinin yaver gitmesi sayesinde arzusuna kavuşur, vezirlik payesini elde eder. Hükümdarına; doğruluk, eşitlik, ödül ve ceza üzerine kurulmuş olan adaletin önemini anlatır. Mutluluktan söz açar. Bazı erdemler üzerinde ısrarlı durur. Nihayet günün birinde de hastalanır. Hekimler derdine derman bulamaz. O da hükümdara bir vasiyetname yazarak oğlunun gözetimini de kendisine emanet ettikten sonra hayata gözlerini kapar. Ay Toldı ölünce oğlu Ögdülmiş vezirlik makamına yükseltilir. Aklın timsali olan bu Ögdülmiş de devlete yararlı olur. Akıllı yeni vezirinin görüşlerine uygun olarak idaresini yürüten hükümdar daha da başarılı olur. Bu arada vezirine bir yardımcı arar. Vezir de zeki fakat dünyayı umursamayan ve dağda yaşayan akrabası Odgurmış 'a haber verir. Ancak, Odgur

Kutadgu Bilig Hakkında Kısaca Bilgi

Resim
"Mutluluk veren bilgi" anlamına gelen Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib tarafından 1070 yılında Kaşgar'da yazılmıştır. Hakaniye lehçesiyle ve mesnevi tarzında yazılmıştır. Öte yandan içerisinde az da olsa dörtlükler de vardır.  Didaktik bir eser olan Kutadgu Bilig, devlet yönetimi hakkında çeşitli bilgiler vermektedir. Bu yönüyle siyasetname niteliğindedir.  Aruz vezni ile yazılmıştır ve Türk edebiyatında aruz ölçüsünün kullanıldığı ilk eser olarak kabul edilmektedir.  6645 beyitten oluşan Kutadgu Bilig'te, 173 dörtlük vardır. Eserde kavramlar kişilerle sembolize edilmiştir. Eserde aklı, adaleti, devleti ve saadeti temsil eden dört kahraman vardır. Bunlardan Ögdülmiş aklı, Kün-Togdı adaleti, Ay-Toldı saadeti, Odgurmış akıbeti temsil eder.  Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han 'a sunulmuştur.  Kutadgu Bilig, İslami dönemin ilk eseri olması bakımından önemlidir.  KUTADGU BİLİG'İN ÖZETİ

Hititler Hakkında Kısaca Bilgi - Maddeler Halinde - Özet

Resim
Hititler, Orta Anadolu'da Kızılırmak kıvrımı çevresinde Kapadokya'da kurulmuştur. Başkentleri  Hattuşaş 'tır. (Boğazköy).  Hititler, Suriye'nin büyük bir bölümünü, Mezopotamya'yı ve Babil'i fethettiler. İmparatorluk M.Ö. 1200 yıllarında Asurlar tarafından Kuzey Mezopotamya'da bozguna uğratıldı. Hititler, birçok küçük beyliğin birleşmesinden meydana gelen feodal bir devletti. Daha sonra feodal beylikler kaldırılarak merkezi otorite güçlendirilmiş ve Anadolu'da bilinen ilk siyasal birlik kurulmuştur. Hititler ile Mısır arasında imzalanan  Kadeş Antlaşması , tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma dır. Bu antlaşmada Hitit kraliçesinin de imzası bulunmaktadır. Bu durum kraliçenin devlet yönetiminde söz sahibi olduğunu göstermektedir.  Hititlerde kralın yanında soylulardan oluşan ve danışma meclisi niteliğinde Pankuş Meclisi vardı. Kraldan sonra devlet işlerindeki en yetkili kişi " Tavananna " denilen kraliçeydi. Hititlerin dini

Anıtkabir hakkında kısaca bilgi

Resim
Anıtkabir (Fotoğraf: Pixabay) Anıtkabir , Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden altı yıl sonra, 9 Ekim 1944 tarihinde temeli atılarak yapılmaya başlandı.  Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün naaşı, ölümünden on beş yıl sonra , 10 Kasım 1953 tarihinde buraya taşındı.  Ankara'nın Kale'den sonra en hakim noktası olan Rasattepe 'ye yapılması kararlaştırıldı. Anıtkabir'in Rasattepe'ye yapılması fikri ilk olarak CHP Aydın Milletvekili Mithay Aydın'dan gelmişti. Anıtkabir için 1941 yılında açılan proje yarışmasına Türkiye, Almanya, Çekoslovakya, Avusturya, Fransa ve İsviçre'den toplam 49 proje katıldı. Yarışmayı Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda 'nın "25" numaralı projesi kazandı.  1944'te temeli atılan Anıtkabir'in inşaat süreci dokuz yıl sürdü. Şeref holünün duvarları Bilecik mermerleriyle kaplandı. Anıt; Giriş Yolu , Zafer Alanı ve Şeref Holü olarak adlandırılan üç ana bölümden oluşmaktadır. Ya

Göktürk Devleti Hakkında Kısaca Bilgi

1. GÖKTÜRK DEVLETİ Göktürk Devleti, 552 'de Avarların hakimiyetine son verilerek kurulmuştur. Kurucusu Bumin Kağan 'dır. Bumin Kağan, ülkeyi doğu ve batı olmak üzere ikiye bölerek yönetmiştir. Merkezi Ötüken 'dir. " Türk " adını ilk defa bir devlet adı olarak Göktürkler kullanmışlardır. Kendilerine özgü 38 harfli bir alfabe kullanmışlardır. Göktürk Devleti, iç çekişmeler ve Çin entrikaları sonucunda 582'de doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 2. GÖKTÜRK DEVLETİ (KUTLUK DEVLETİ) Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra bir süre Çin egemenliğinde yaşayan Göktürkler, İlteriş Kutluk Kağan önderliğinde ayaklanmışlar ve 2. Göktürk Devleti'ni kurmuşlardır. 2. Göktürk Devleti, en parlak dönemini Bilge Kağan ve Kül-Tekin zamanında yaşamıştır. 2. Göktürk Devleti, iç çekişmeler sonucunda Basmiller, Uygurlar ve Karlukların isyan etmesiyle 744'de yıkılmıştır.

Tiyatro Nedir? Hakkında Kısaca Bilgi

Resim
Sahne eseri, sahne eserlerinin oynanma sanatı ve sahne eserlerinin oynandığı yer. Yani dram, komedi, trajedi gibi sahnede oynanmak üzere yazılan edebiyat türlerinin ortak adına; bu türleri sahnede oynama sanatına; bu gibi oyunların oynandığı binaya tiyatro denilmektedir. Tiyatro edebi türler içerisinde en canlı; güzel sanatların diğer kollarından en fazla hayata yakın olanıdır.  Tiyatro, hem gözümüzü hem de kulağımızı aynı anda etkilendiği için tesiri köklüdür. Kalabalığın karşısında oynandığı için kitleleri arkasından sürükleyebilir. Tiyatro, insanlıkla beraber doğmuştur. Tiyatronun doğuşunu inceleyenler, bu sanatın eski Yunanlılarda, bağ bozumu tanrısı Dianysos şerefine yapılan dini törenlerden doğmuş olduğu noktasında birleşmektedir.  Güzel sanatların hepsinden daha kudretli olan tiyatro, ruh birliği yaratıcı bir sanattır; bu değeriyle öteki sanatlardan ayrılır. Tiyatro, bir milletin kültür kuvvetini gösteren bir ölçüdür.  KAYNAK Seyit Kemal Karaalioğlu,  Edebi

Cengiz Aytmatov'un Kısaca Hayatı

Resim
Cengiz Aytmatov , 1928 yılında Kırgızistan'da dünyaya geldi. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. İkinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli işlerde çalıştı. Savaşın ardından Moskova Üniversitesi 'nin edebiyat bölümünü bitirdi. Novi Mir (Yeni Dünya) isimli edebiyat dergisinde hikayeler yazdı. " Cemile " adlı hikayesi ile dikkati çekti. Ünlü Fransız şair ve yazar Louis Aragon " Cemile " için, "Bence bu dünyadaki en güzel aşk hikayesidir " diye yazdı. 1963 yılında " Dağlar ve Steplerden Masallar " adlı eseriyle Lenin Edebiyat Ödülü 'nü aldı. Cengiz Aytmatov, 10 Haziran 2008'de tedavi gördüğü Almanya'da hayatını kaybetti.  CENGİZ AYTMATOV'UN ESERLERİ Selvi Boylu Al Yazmalım Beyaz Gemi Gün Olur Asra Bedel Cemile Dağlar ve Steplerden Masallar Toprak Ana İlk Öğretmenim Hiroşimalar Olmasın Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Dişi Kurdun Rüyaları İlk Turnalar Çocukluğum Cengiz Han'a Küsen Bulut Zorlu Geçit

Faruk Nafiz Çamlıbel Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Faruk Nafiz Çamlıbel Faruk Nafiz Çamlıbel kimdir, eserleri nelerdir? Faruk Nafiz Çamlıbel hangi şiir anlayışına bağlı kalmıştır? İşte kısaca bilgi.  Faruk Nafiz Çamlıbel kimdir? " Hecenin Beş Şairi "nden biri olan Faruk Nafiz Çamlıbel , 18 Mayıs 1898'de İstanbul'da doğdu. Bakırköy İdadisi'ni bitirdikten sonra Tıp Fakültesi'ne girdi. Tıp öğrenimini yarıda bırakıp yazarlık yaptı. Sonra edebiyat öğretmeni oldu. Kayseri, Ankara ve İstanbul'da görev yaptı. 14 Temmuz 1946 - 27 Mayıs 1960 tarihleri arasında Demokrat Parti milletvekilliği yaptı. 8 Kasım 1973'de bir gezi sırasında öldü. Faruk Nafiz Çamlıbel, şiire Birinci Dünya Savaşı yıllarında aruzla başlamıştır. Bu vezinle yazılmış ilk şiirleri iki kitapta toplandı: Şarkın Sultanları (1918), Gönülden Gönüle (1919). Hece ölçüsüyle yazdığı ilk kitabı " Dinle Neyden " adını taşır. Ömrünün sonuna kadar hem aruzla  hem heceyle yazdı. Faruk Nafiz Çamlıbel edebi kişiliği Faruk Nafiz Çamlıbel edeb

Farabi Kimdir? Farabi'nin Kısaca Hayatı

Resim
Farabi , 870 yılında Türkistan'ın Farab şehrinde doğmuştur. İlköğrenimini ülkesinde yaptıktan sonra İran'a gidip Farsça'yı öğrenmiş ve bir süre de kadılık görevinde bulunmuştur. Aristo 'nun eserlerini okuyarak felsefeye başladığı bilinmektedir. İran'dan ayrıldıktan sonra Bağdat, Şam, Kahire ve Halep'e gitmiştir. Şam seyahati sırasında vefat etmiştir. Farabi, İslam felsefesinin kurucusu dur. F elsefe, mantık, fizik, astronomi alanlarında önemli çalışmalar yapmış bir İslam bilginidir.  Batı bilim dünyasında " Alpharabius " olarak bilinmektedir. İslam dünyasında ise " Muallim-i Sani " (İkinci Öğretmen) olarak tanınmaktadır. Ayrıca Farabi, İbn-i Sina'nın hocasıdır. 150'ye yakın eser vermiştir. Farabi'nin eserleri arasındaki bir Risale, 2000 yıl süreyle bilginleri uğraştıran hava boşluğu (vakum) konusuna ışık tutacak niteliktedir. Farabi, havanın cisimden ibaret olduğunu anlamış, hava boşluğu deneyleri yapmış, havanın genleşt

Ahmet Davutoğlu Kimdir? Ahmet Davutoğlu'nun Kısaca Hayatı

Resim
Ahmet Davutoğlu , 26 Şubat 1959'da Konya'da dünyaya geldi. Babası Mehmet Davutoğlu annesi ise Memnune Davutoğlu'dur.  Ahmet Davutoğlu henüz 4 yaşındayken annesi Memnune Davutoğlu'nu kaybetti. Annesi hastaneye yetiştirilemediği için yolda hayatını kaybetti.  Babası Mehmet Bey, ilk eşinin vefatından sonra İstanbul'a gelerek Fatih'e yerleşti. Ahmet Davutoğlu 12 yaşında İstanbul Erkek Lisesi 'ne kaydoldu. 1977 yılında buradan mezun oldu.  Yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi 'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi'nde hem Siyaset Bilimi hem de Ekonomi bölümlerini bitirdi. Ahmet Davutoğlu, 1984 yılında Sare Davutoğlu ile evlendi. Bu evlilikten dört çocuğu dünyaya geldi. Davutoğlu'nun siyasi hayatını değiştiren gelişme ise 1980'li yıllarda Abdullah Gül ile tanışması oldu. Abdullah Gül'ün 2002 yılında başbakan olmasından sonra başbakanlık baş danışmanı oldu. Abdullah Gül'ün başbakanlığı Recep Tayyip Erdoğan 'a de

Naim Süleymanoğlu'nun Kısaca Hayatı

Resim
Naim Süleymanoğlu , 1967 yılında Bulgaristan'ın Kırcaali kentinde dünyaya geldi. 1977 yılından itibaren halterle ilgilenmeye başladı. İlk büyük başarını, 1982'de Brezilya'da yapılan Dünya Gençler Halter Şampiyonası'nda, toplamda 250 kilo kaldırıp kilosunda birinci olarak elde etti.  1983 yılında Viyana 'da yapılan turnuvada, 56 kiloda dünya rekorlarını sırası ile koparmada 130.5, silkmede 165 ve toplamda da 295 kilo olarak kırdı. Daha sonra bu rekorlarını yine kendisi kırdı. 1986 yılında dünya şampiyonasında 60 kilo kategorisinden katıldı ve toplamdaki rekorunu 335 kiloya çıkararak dünya şampiyonu oldu. 1988 Seul Olimpiyatları 'da ise yine 60 kilo kategorisinde muhteşem rekorlar kırdı. (Toplam: 342,5 kg) Naim Süleymanoğlu'nun Seul'daki muhteşem başarısı ile Türkiye'ye olimpiyatlarda güreş dışında ilk altın madalya kazandıran sporcu oldu.  Naim Süleymanoğlu, 1992 Barcelona Olimpiyatları 'nda ve 1996 Atlanta Olimpiyatları 'nda yine

Namık Kemal'in Kısaca Hayatı ve Eserleri

Resim
Namık Kemal Namık Kemal , 1840 yılında Tekirdağ'da doğdu. Özel dersler alarak yetişen Namık Kemal, 1857'de Tercüme Odası'a girdi.  1863'te  Tasvir-i Efkar 'da gazeteciliğe başladı.  Şinasi 'nin Fransa'ya gitmesinin ardından Tasvir-i Efkar 'ı tek başına çıkarmaya başladı.  1868 yılında Londra'da Hürriyet gazetesini çıkardı. 1870 yılında İstanbul'a dönüp İbret gazetesini çıkardı. 1873'te gazetesi kapatılıp Kıbrıs'a sürüldü. 1876'da aftan yararlanıp İstanbul'a döndü. 1877'de İkinci Abdülhamid tarafından tekrar Midilli Adası'na sürüldü. Namık Kemal; vatan , millet , hürriyet gibi kavramları ilk kez Türk edebiyatına sokmuştur. Sanatı, tümüyle didaktik yanlarıyla siyasal düşüncelerini halka taşıma amacıyla kullanan bir düşünce adamıdır.  Namık Kemal, 1888 yılında vefat etti. NAMIK KEMAL'İN ESERLERİ Roman İntiba Cezmi Oyun Celaleddin Harzemşah Vatan Yahut Silistre Akif Bey Zavallı Çocuk K

Yunus Emre Hayatı Kısaca Özet

Resim
Yunus Emre 'nin hayatı hakkında kesin ve yeterli bilgi yoktur. Bütün bilinenler bazı söylenti ve yorumlardır. Ölümünden 70 veya 100 yıl sonra düzenlendiği sanılan Divanı 'ndaki şiirlerin incelenmesinden 13. yüzyıl ortaları ile 14. yüzyıl başlarında yaşadığı anlaşılıyor. [1] Şiirlerinde Allah, insan, varlık birliği, sevgi, yaşama sevinci, barış, evren, ölüm, yetkinlik, erdem, olgunluk vb. kavramlarına bağlı temalara ağırlık vermiş, halk dili ile çağının ilerisinde bir hümanizm anlayışının da öncülüğünü yapmıştır. [2]  Gerek görüşleri, gerekse dili bakımından halk şiirinin öncülerinden sayılan Yunus Emre, şiirlerini hem aruz ölçüsüyle hem de hece ölçüsüyle yazmıştır. Yunus Emre'nin Divan'ından başka Risaletü'n - Nushiyye adlı bir eseri de vardır. Bu eseri Mesnevi tarzında yazılmıştır ve yaklaşık 600 beyitten oluşmaktadır.  KAYNAKÇA [1] Milliyet gazetesi, Renk, 26.01.1984, s. 4 [2] Milliyet Genel Kültür Ansiklopedisi, s.243, 1989

William Shakespeare Kısaca Hayatı

Resim
William Shakespeare William Shakespeare (1564-1616). İngiliz tiyatro yazarı, Stradford'da doğmuştur. Babasının mali durumu yeterli olmadığı için fazla okuyamamıştır. Sonradan babasının yanından ayrılarak Londra'ya gitmiş, orada hayatını kazanmak için çeşitli işler yapmıştır. Önceleri eski eserleri yenileştirmek şeklinde girdiği tiyatro alanında yavaş yavaş ilerleyerek telif eserler vermeye başlamış, bir süre sonra da en büyük tiyatro yazarlarından biri olmuştur. Oyunları kral tarafından takdir edilmiş ve "Kralın Oyuncuları" unvanına layık görülmüştür. Tiyatrodan epeyce para kazanmış, Stradford'a dönmüş, orada büyük bir çiftlik almış ve orada eserlerini yazmıştır. Bu çiftlikte de ölmüştür. İngiltere'nin ve dünyanın en büyük tiyatro yazarlarından biri olan Shakspeare, hem dram hem de komedya türlerinde aynı başarıyı göstermiştir. Eserlerinde nazımla nesiri beraber kullanmış, insanoğlunun her türlü duygusunu canlandırmakta üstün başarı göstermiştir. En

Kösem Sultan Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Kösem Sultan , 1590 yılında Yunanistan'da dünyaya geldi. Birinci Ahmet 'in eşi,  Dördüncü Murat ile Sultan İbrahim 'in annesidir. Kösem Sultan da Hürrem Sultan gibi büyük bir olasılıkla Slav ya da Rum kökenlidir.  Küçük yaşlarda saraya alındı ve " Mahpeyker " adı verildi. Zamanla  saray ve saltanat hiyerarşisinde kendine önemli bir yer sağladı. Genç Osman 'ın yerine Birinci Mustafa'nın tahta geçmesinde önemli rol oynadı. Birinci Mustafa'nın tahttan indirilip yerine Genç Osman'ın geçmesi üzerine eski saraya gönderildi. Gönderilişinde Genç Osman'ın annesi Valide Sultan Mahrifuz Hadice Sultan 'ın etkisinin olduğu söylenir.  Zira Kösem Sultan'ın devlet içindeki etkinliğinden rahatsızdı. Kösem Sultan, oğlu Dördüncü Murat 11 yaşında padişah olduktan sonra devlet içindeki nüfuzu daha da arttı. Dördüncü Murat, 1640 yılında öldükten sonra yerine diğer oğlu Sultan İbrahim çıktı. Sultan İbrahim'in çıkan bir isyan sonucunda ölümü üze

Faşizm Nedir? Kısa Bilgi

Faşizm , 1919 ve 1945 yılları arasında İtalya'da Mussolini 'nin yönettiği hareketin yani Fascismo 'nun karşılığıdır. Mussolini faşizm içim bir cümleyle şöyle yazmıştır: "Faşizm harekettir ve düşüncedir."  İtalya'da Mussoli'nin yönettiği faşist hareket kendi iddiasına göre, bütün toplumu tek bir ortak çıkar ve tek bir ortak amaçla bir kitle olarak kenetlemek yolundaydı. Bunun sonucunda devlet hükümetin, hükümet de lider Mussolini'nin kişisel yönetimi içinde erimişti. Faşizm, ayrıca Hitler Almanyasında " Nasyonal Sosyalizm " kılığında görüldüğü gibi, İspanya ve Porketiz'de de değişik biçimlerde ortaya çıkmıştır. Mussolini, " Faşizmin Siyasal ve Sosyal Doktrinleri " adlı, Gentile'in bir taslağına dayandırdığı makalesinde; faşizmin, bencil kişinin liberal-demokratik inanç ve düzenine karşı çıkarak devletin, kendini düşünmeyen idealine bağlılığını ortaya koyduğunu öne sürmüştü. Faşizm sosyalizme de karşıydı; çünkü sosyaliz

Kanuni Sultan Süleyman'dan Sonra Tahta Kim Geçti?

Kanuni Sultan Süleyman 'ın 7 Eylül 1566'da ölümden sonra yerine tahta " Sarı Selim " olarak da bilinen İkinci Selim geçti. İKİNCİ SELİM KİMDİR? İkinci Selim, 1524 yılında İstanbul'da doğdu. Annesi Hürrem Sultan 'dır. Önce Konya Sancakbeyliğine, daha sonra da Manisa Sancakbeyliği'ne atandı. Şehzade Beyazıd ile taht mücadelesine girişti. Konya yakınlarında yapılan savaştan galip çıktı ve taht yolu açılmış oldu. Bu mücadelenin ardından Kütahya Sancakbeyliğine atandı. Babasının Zigetvar Kuşatması sırasında öldüğünü öğrenir öğrenmez İstanbul'a hareket etti. 1566 yılında tahta geçti. İkinci Selim ordunun başında sefere gitmeyen ilk padişah olmuştur. İkinci Selim'in padişahlığı döneminde Sakız Adası, Bobokça Kalesi, Kahire Kalesi, Yemen, Kevkeban Kalesi, Dalmaçya, Kıbrıs fethedildi.  Edebiyata da  önem veren İkinci Selim'in divanı vardır. Eşleri, Nurbanu Sultan ve Selimiye Sultan'dır.

Diktatörlük Nedir?

Diktatörlük , modern anlamında, en sık olarak otokratik " kişisel yönetim " karşılığında kullanılmaktadır. Kelime günümüzde alçaltıcı, küçültücü bir anlam kazanmıştır; fakat bu tarih boyunca her zaman böyle olmamıştır. Ünlü Fransız düşünürü Rousseau , daha birçok hürriyet aşıkları gibi, diktatörlük müessesesini, tehlike zamanlarında devleti korumak için bir araç olarak kullanmayı öğütlemişti. Bu öğütünde, örnek olarak, dictatura'nın başarı ile uygulandığı ilk çağlardak i Roma İmparatorluğu 'na işaret etmişti. Gerçekten, Roma diktatörüne, bütün görev süresince kanunların üzerine taşarak devleti yönetmek yetkisi dahil her alanda mutlak hakimiyet verilmişti. Ne var ki, bu görev süresi altı ay olarak sınırlandırılmıştı ve bu kadar kısa süreli olması müessesenin kesin bir özelliğiydi. Romalılar inanıyorlardı ki, diktatöre daha uzun görev verilecek olursa, bunu mutlaka kötüye kullanacaktı; diktatörlüğü kurmayı gerektiren tehlikeler geçici olaylar olduğuna göre, bir dikta

İkinci Dünya Savaşı'na Katılan Devletler (Mihver ve Müttefik)

Resim
Müttefik Devletler Amerika Birleşik Devletleri Sovyetler Birliği İngiltere Fransa Hollanda Polonya Çin Yunanistan Belçika Yeni Zelanda Kanada Güney Afrika Brezilya Norveç Çekoslovakya Avustralya Yugoslavya Mihver Devletleri Almanya İtalya Japonya Romanya Bulgaristan Macaristan İkinci Dünya Savaşı , 1 Eylül 1939 tarihinde Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesiyle başladı ve  1945 yılına kadar devam etti. Savaşın sonucunda Mihver Devletleri yenildi. Yaklaşık 60 milyon insan hayatını kaybetti. En çok kaybı Sovyetler Birliği (18 milyon) verdi.  İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Durumu Büyük bir yıkıma yol açan bu savaşta Türkiye tarafsız kalmıştır. Türkiye, yeni kurulacak dünya düzeninin dışında kalmamak için savaş sonunda Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etmiştir. Bu "sembolik" bir savaş ilanıdır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra " Soğuk savaş " olarak adlandırılan döneme girildi.  Doğu Blok'u ve Batı Blok

Sosyalizm bedir? Kısaca bilgi

" Sosyalizm " kelimesi ilk defa İngiltere'de 1827 yılında; bir fabrika sahibiyken sosyal reformcu olan, tüketicilerin işbirliği hareketini kuran, halkın sahip olacağı ve denetleyeceği üretici yatırımların kurulmasını savunan Robert Owen 'in (1771-1858) görüşlerini yayınlayan dergide kullanılmıştır. Terim, Fransa'da da 1832 yılında kullanılmış ve bundan sonra bütün Avrupa ve Amerika'da hızla yayılmıştır. Sosyalizm, ekonomik faaliyetlerin bir bütün olarak özellikle toplum yararına planlandığı ve denetlendiği bir toplum şekli anlamında kullanılır. Sosyalizm; münferit şirketlerin, düzenleyici merkezi bir plan olmaksızın, kar karşılığında mal sağlamak için kendi insiyatiflerine göre birbirleriyle rekabet ettikleri laissez-Faire ( bırakınız yapsınlar) anlayışına dayanan ekonomik düzene karşıttır. Sosyalizm , bilinçli bir doktrin olarak, serbest piyasaya veya kapitalist sisteme karşı doğmuştur ve ahlaksal ve teknik bakımdan ona üstün bir çözüm yolu olarak göst

Birinci Dünya Savaşı Hakkında Kısaca Bilgi

Resim
Birinci Dünya Savaşı , Avusturya-Macaristan Veliahtı Ferdinand'ın Sırp bir öğrenci tarafından öldürülmesi üzerine, 28 Temmmuz 1914 'te, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Sırbistan'a savaş ilan etmesiyle başladı. Almanya , Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yanında yer aldı ve 1 Ağustos'ta Rusya 'ya, 3 Ağustos'ta da Fransa 'ya savaş açtı. Bunun üzerine İngiltere de 4 Ağustos'ta Almanya'ya savaş ilan etti.  Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın oluşturduğu İttifak Devletleri 'ne daha sonra Osmanlı İmpatorluğu ve Bulgaristan katıldı. İngiltere, Fransa ve Rusya'nın oluşturduğu İtilaf Devletleri 'ne ise daha sonra Sırbistan, Belçika, Lüksemburg, Karadağ, Romanya, Japonya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Brezilya ve Amerika Birleşik Devletleri katıldı. Birinci Dünya Savaşı'nın Sonuçları 1914 yılından 1918 yılına kadar süren Birinci Dünya Savaşı 'nda yaklaşık 9 milyon insan hayatını kaybetti. Bu sayıdan çok

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Kısaca Hayatı ve Eserleri

Resim
Türk edebiyatının önemli isimlerinden, romancı , öykü ve anı yazarı , gazeteci , politikacı , diplomat   Yakup Kadri Karaosmanoğlu , 1889 yılında Mısır'ın Kahire şehrinde doğdu. Ailesi, Mısırlı İbrahim Paşa'nın ölümünden sonra Türkiye'ye yerleşti. İlköğrenimini Manisa'da tamamladı. Çocukluk yıllarından itibaren edebiyata ilgi duymaya başladı. Babasının ölümünden dolayı İzmir İdadisi'ndeki eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. A nnesiyle birlikte Mısır'a döndü ve ortaöğrenimini burada tamamladı.  1908 yılında ailesiyle birlikte Türkiye'ye döndü. Servet-i Fünun edebiyatının önde gelen kalemlerinden biri olarak sivrildi. "Peyam " ve " İkdam " gazetelerindeki yazılarıyla dikkati çekti. Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'daki ulusal direniş örgütlerinde görev aldı. Daha sonra Anadolu'ya geçti. Bu sırada Hakimiyet-i Milliye ve Cumhuriyet gazetelerinde yazılar yazdı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 'ne Mardin milletve

Lozan Antlaşması Kısa Bilgi

1919'dan 1922'ye kadar 3.5 yıl süren bir savaştan sonra İngilizlerin destekledikleri Yunan ordularını denize döken Türkiye Büyük Millet Meclisi orduları İzmir'i geri alıp İstanbul kapılarına dayandıklarında, Birinci Dünya Savaşı 'nın galipleri İngiltere , Fransa ve İtalya , Yunanistan adına TBMM Hükümeti'nden ateşkes istemişlerdir. Bu doğrultuda Lozan'da bir barış anlaşması görüşmelerine başlanması kararlaştırılmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın önderi Mustafa Kemal Paşa , Lozan Barış Konferansı'na Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa 'yı, Dışişleri Bakanı ve başdelege olarak gönderdi. Rıza Nur ve Hasan Saka 'nın da delege oldukları bu delegasyon Lozan şehrinde bir keresinde kesilen ve yarıda bırakılan, aylar boyu süren görüşmeler sonunda 24 Temmuz 1923 günü Lozan Barış Antlaşması 'nı imzaladı. İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan'ın kabul edip imzaladıkları bu barış antlaşmasını Amerika Birleşik Devletleri 'nin tanıması iç

Lenin Kimdir? Hayatı, Neler Yapmıştır

Resim
Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin , 1870 yılında Volga kıyısındaki Simbirsk kentinde doğdu. Lise öğrencisiyken ağabeyinin Çarlık yönetimi tarafından kurşuna dizilmesinin etkisi altında kalan Lenin, 17 yaşında Rusya'da devrimci bir örgüte üye oldu. Kazan Üniversitesi 'nde hukuk öğrenimini yaparken okuldan atılan ve sürgüne gönderilen Lenin, daha sonra Petersburg Hukuk Fakültesi 'ni dışarıdan bitirdi. Marksizm 'i öğrenmeye başladı. Marks ve Engels 'in Komünist Manifestosu 'nu Rusça'ya çevirdi. 23 yaşında Petrograd'a yerleşen Lenin, 1895'te Avrupa'ya yaptığı bir gezi dönüşü, üyesi olduğu " İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği " adlı örgütün önderleriyle birlikte tutuklanıp Sibirya'ya sürüldü. Sürgün dönüşü, 1900 yılında Avrupa'ya gitti ve Iskra gazetesini yayınladı. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi kurucusu ve önderlerinden oldu. Uzlaşmazlık sonucu parti, Menşevikler ve Bolşevikler olarak ikiye bölündüğünde, L

Mata Hari Kimdir?

Resim
Birinci Dünya Savaşı 'nda, en azından 50 bin müttefik askerinin ölümüne neden olan Alman casusu " Şafağın Gözü Mata Hari " Fransa'da 15 Ekim 1917 tarihinde kurşuna dizilirken gösterdiği soğukkanlılıkla herkesi hayrette bıraktı. Asıl adı Margaretha Geertruida Zelle olan 1876 doğumlu Hollandalı Mata Hari , 18 yaşındayken, kırk yaşın üstünde Hollandalı kumarbaz bir subayla evlendi. Kocasının kumar borçlarını ödemek için zengin aşıklarına şantaj yaparak maceralı bir yaşama giren Margarethe, bir ara kocasıyla Cava adasına gitti. Dönüşte kocasından ayrıldı, fahişeliğe ve dansözlüğe başladı. Hollandalı olduğunu saklayarak, Hindistan doğumlu olduğunu ve adının Şafağın Gözü anlamına gelen Mata Hari olduğunu yaymaya başladı. İnce uzun boyu, siyah gözleri ve saçlarıyla Paris, Berlin, Viyana, Londra ve Roma'da doğu danslarıyla ün yaptı. Bu arada Alman istihbarat okullarında eğitildi. Birinci Dünya Savaşı başladıktan sonra 1915'te Berlin'den Paris'e

İstiklal Marşı Kabulü Özet

Resim
Mehmet Akif Ersoy 12 Mart 1921 günü Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, Mehmet Akif Ersoy 'un İstiklal Marşı , Türkiye'nin resmi marşı olarak kabul edildi. Kurtuluş Savaşı 'nın tüm cephelerde sürdüğü bir dönemde, yeni Türk devleti için bir ulusal marş yazılması için TBMM, ülke çapında bir yarışma açmıştı. Bu yarışmaya 724 şair katıldı. Ne var ki, dönemin Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver , içlerinde marş ritmine uygun ve şiir düzeyi çok yüksek şiirler de bulunan bu yarışma parçalarını, kendi şiir beğenisine uygun bulmadığı için eletti. Gününe göre oldukça büyük bir ödül verilecek olan Ulusal Marş Yarışması'na katılmayan Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoy 'a bir marş yazması ricasında bulundu. Ersoy, ödülü kabul etmeyeceğini, ama bir marş yazabileceğini söyledi. Daha sonra Çanakkale Şehirleri adlı şiiriyle büyük ün yapmış olan Ersoy, bu kez de 17 Şubat 1921'de İstiklal Marşı'nı yazdı. Ersoy'un, " Korkmaz s

Tevfik Fikret'in Kısaca Hayatı ve Eserleri

Resim
Tevfik Fikret Türk şiirinin Batıya açılmasının büyük öncüsü, Servet-i Fünun şairi Tevfik Fikret , 1867 yılında İstanbul'da doğdu. Aksaray Mahmudiye Rüştiyesi ve Galatasaray Sultanisi'ni bitirdi. Mezun olduktan sonra bir süre Hariciye Nezareti'nde katip olarak çalıştı. Mirsad dergisinin açtığı bir şiir yarışmasını kazanarak edebiyat dünyasına girdi. 1896 yılında Servet-i Fünun dergisi yöneticiliğine geldi ve  Edebiyat-ı Cedide akımının öncülüğünü yaptı. Edebiyatçı arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düşünce Aşiyan'a çekildi. 1908 Meşrutiyeti'nin ilanına kadar dokuz yıl kenarda duran Tevfik Fikret, bu tarihten sonra Hüseyin Cahit ve Hüseyin Kazım'la birlikte Tanin gazetesini çıkardı. Mekteb-i Sultani 'nin müdürlüğünü yaptı. Ancak, İttihat ve Terakki Cemiyeti yöneticileriyle de anlaşamayınca, ünlü " Han-ı Yağma " şiirini yazdı. Gazeteden ve Mekteb-i Sultani'deki görevinden ayrıldı. Robert Koleji'nde öğretmenlik yapmaya başladı.  Tevf

Macellan Dünyanın Yuvarlak Olduğunu Nasıl Buldu?

Resim
Macellan Dünyanın yuvarlak olduğu nasıl ispat edilmiştir? Macellan dünyanın yuvarlak olduğunu nasıl buldu? Portekizli denizci Fernando de Macellan, hep batıya giderek, dünyayı dolaşıp hareket ettiği limana döndü. Gemisiyle hep batıya giderek, dünya denizlerinde tam bir tur atıp aynı noktaya dönülebileceğini saptayan ünlü Portekizli denizci kaptan Fernando de Macellan , 20 Eylül 1519 'da, İspanya Kralı'nın verdiği gemilerle Sanlucar 'dan yola çıktı. İspanya'dan yola çıkıp, Atlas Okyanusu'nu batıdan güneye doğru geçip, Güney Amerika kıyılarını izleyerek Macellan Boğazı'ndan geçen ve çok durgun bir mecsimde geçtiği Büyük Okyanus'a Pasifik adını veren Macellan, Filipinler'de bir savaşta 27 Nisan 1521 'de öldü, ama yardımcıları beş gemiden biriyle Cava Denizi'ni, Hin Okyanusu'nu aşıp, Afrika'nın güneyinden dolaşıp İspanya'ya geri dönmeyi başardılar. Pek uzun ve zahmetli olan bu dünya turu sırasında Macellan, emrindeki gemilerde

Kıvanç Tatlıtuğ Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Kıvanç Tatlıtuğ,  27 Ekim 1983  tarihinde Adana'da doğdu. 1997 yılında babasının geçirdiği rahatsızlıktan dolayı ailecek İstanbul'a taşındılar. Babası Yugoslavya kökenli, annesi ise Edirnelidir. Öğrenimini Özel Çağ Lisesi'nde ve Kalamış Lisesi'nde yaptı. Ortaokul ve lise yıllarında basketbola yönelen Tatlıtuğ, profesyonel olarak da basketbol oynadı. Ülkerspor, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de forma giydi. Fakat antrenman sırasında sakatlanmasından dolayı basketbolu bırakmak zorunda kaldı. Basketbolu bırakmasının ardından annesinin de teşviki ile mankenliğe yöneldi.  2002 Best Model of Turkey  yarışmasında birinci seçilen Tatlıtuğ, aynı yıl katıldığı  Best Model of the World  yarışmasında da birinci seçildi. Fransa'da bir mankenlik ajansı ile çalıştı ve 1 sene Paris'te kaldı. İlk oyunculuk deneyimini 2005 yılında " Gümüş " dizisi ile yaşadı. Ardından " Menekşe ile Halil " dizisinde oynadı. 2008 yılında " Aşk-ı Memnu " dizisinde  Be